1974- Manisa'da doğdum.
1980- Okumayı ve yazmayı öğrendim.
1983- Jules Verne ile tanıştım ve hayal etmeyi öğrendim.
1984- Mark Twain ile tanıştım ve umut etmeyi öğrendim.
1986- İlk öykümü yazıp 'dönem ödevi' olarak Türkçe öğretmenime teslim ettim. Hikâyemde, mahallemizdeki kundura tamircisinin yaşadığı bir gün anlatılıyordu.
1988- Orhan Veli'yle tanıştım. O gün bugündür, "Gün olur, alır başımı giderim" diye mırıldanıyorum.
1989- Tiyatroyla tanıştım. Defalarca sahneye çıktım, Güldürdüm, ağlattım; güldüm, ağladım.
1990- İlk köşe yazım Manisa Lisesi'nin koridorlarındaki bir panoda sergilendi.
1990- Hâlen en sevdiğim roman olan kitabı okudum: Bir Gün Tek Başına- Vedat Türkali
1997- Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun oldum ve aynı yıl öğretmenliğe başladım.
1998- Evlendim.
2011- Kelimelerle sürdürdüğüm yolculukta yaşadıklarımı paylaşmaya karar verdim ve yazılarım internet siteleri, dergi ve gazetelerde yayınlanmaya başladı.
2013- Manisa TV'de Evvel Zaman Sohbetleri adında, 33 bölüm süren bir program yaptım.
2016- Edebiyat ağırlıklı yazılarımdan oluşan ilk kitabım Edebiyatın Haziran Mezarlığı yayınlandı. (Altınbilek Yayınları)
2018- İlk romanım Şimdi Uzaklardasın yayınlandı. (Pupa Yayınları)
2018- Metnini benim kaleme aldığım Bir Tat Edebiyat adlı gösterimizi, şair dostum ve ağabeyim Orhan Haşim Elmalı ile birlikte Mart ayında ilk kez sergiledik. Bu özgün gösteriyi, çeşitli yer ve zamanlarda sahnelemeye devam ediyoruz.
2019- Üçüncü kitabım Potkal yayınlandı. (Altın Ordu Yayınları)
2019- Edebiyatın Haziran Mezarlığı adlı kitabımın genişletilmiş ikinci baskısı yayınlandı. (Altın Ordu Yayınları)
2019- Eylül- Porsuk Kültür dergisinde Edebiyatın Kırklar Kulübü adlı köşemde, kırklı yaşlarında ölen edebiyatçıları anlattığım yazı dizisine başladım.
2020- Eylül- Dördüncü kitabım/ikinci romanım Flanör yayınlandı. (Porsuk Kültür Yayıncılık)
2021- Okumaya, yazmaya, üretmeye devam ediyorum..
Kelimeler dostum, kelimeler...
Kelimeler benim hayat tutamağım. Dünyayla arama kurduğum köprü, iç dünyamdan sokaklara, caddelere, kalabalıklara açılan kapım.
Varoluşum ancak kelimelerle anlam buluyor. Her yazdığım cümle anlatamadıklarımı çoğaltıyor, daha var olmak için daha da yazıyorum.
Kelimeleri seviyorum.
Zihnimde uçuşan harflerin buluşup anlama bürünmesini, art arda gelip bir mânâ oluşturmasını, sonra o mânâların sayfaları doldurmasını, görülmez bilinmez bir halde olan hissiyatımın görülür, okunur bir hale dönüşüp başka ruhlara dokunmasını, dokunduğunu düşünmeyi seviyorum dostum.
Kelimeler ruhumdan havalanan bir uçan halı misali yeryüzünü dolaşıyor.
Mağara duvarına binlerce yıl önce bir çizik atmışım, okyanusun enginliğine bir potkal salıvermişim gibi hissediyorum.
Bazen bir virgüle nokta olup geziyorum dünyayı, bazen bir ‘g’ harfine şapka olup koruyorum kendimi.
Nasıl başlıyordu “İki Şehrin Hikâyesi”?
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü.”
Yani dostum, ‘kelimeler bazı anlamlara gelmiyor’ deme sakın.
Kelimeler bazen, her anlama gelir.
Anlatamadıkların dâhil...
İletişim: engintopuz@engintopuz.com
Telif Hakkı © 2019 Engin Topuz - Tüm Hakları Saklıdır.